TÜRKİYEDE YAZILAN İLK HİPNOTİZMA KİTABI

Günümüzde bile Hipnotizma üzerine yazılmış kitap adedi oldukça azken, elimizde bulunan 189ı tarihli Osmanlıca baskılı bir hipnotizma kitabı gerçekten çok enteresan bir belge niteliğindedir. Demek ki, kitabın basıldığı dönem padişahlardan Abdülhamit devri.

Elimizdeki kitabın yazarı Dr. Besim Ömer imzasını taşımakta.Kendisi Abdülhamit devrinin ileri gelenlerinden olup,tamamen padişahın emri üzerine Fransa ya giderek Paris’te toplanan ilk hipnotizma konferansına katılmış ,konu hakkında geniş incelemelerde bulunmuş ve hipnotizma konusunun Dünyaca ünlü doktoru Prof. Charcot ile de çalışmıştır.

Kitabın dilinin o zamanki Osmanlıca ile ağır olması nedeniyle baştan aşağıya anlayamadım.Ancak kitabın günümüzde dahi zor toparlanabilecek bir şekilde yazılmış olması ve hipnoz gibi zor bir konunun 146 sayfalık bir kitaba sığdırılması doğrusu büyük başarıdır.

Yazar kitabına kardeşlerine ithaf en yazdığı bir mektupla başlamış.Daha sonra da takdim bölümüne geçiyor.

Abdülhamit’i öven satırlardan sonra padişahın kendisini hipnotizma konusunda araştırma ve inceleme yapmak için Dünyada ilk defa toplanan hipnoz kongresine katılmak üzere Paris’e göndermesi hakkında bilgi veriyor.

Birinci bölüm hipnotizma hakkında genel bilgi veriyor.

İkinci bölümde hipnozun ve manyetizmanın tariflere ve dereceleri gibi bilgilere yer verilmiş.

Üçüncü bölümde Manyetik paslar, oto-hipnoz, hayvanlarda hipnotizma anlatılıyor. Katalepsi, Somnambül ve Letarji devreleri misallerle anlatılıyor.

Dördüncü bölümde geniş bir şekilde hipnotizmanın uyku dereceleri ve bu derecelerin karakteristikleri anlatılıyor.

Beşinci bölümünde Charcot, Du Montpellier gibi ustaların önemli deneyleri anlatılıyor ve uyutma ile uyandırma üzerine bilgiler veriliyor.

Altıncı bölüm tamamen Telkine ayrılmış.Telkinin çeşitleri anlatılıyor.

Yedinci bölümde etki edebilmek için gereken şeyler izah ediliyor.

Sekizinci bölüm Adli tıbba ayrılmış. Hipnotizmanın hukuku işleniyor.

Dokuzuncu ve son bölümde hipnotizmanın tedavideki rolü geniş biçimde işleniyor.Hipnozun Histeri üzerindeki başarısı anlatılıyor.Ruh hastalıklarının tedavisindeki önemi belirtiliyor.

Görüldüğü gibi yazarın konuyu çok iyi incelediğini, özellikle doktor gözüyle tedavi açısından kitabını da tıbbi bir dille yazdığı anlaşılıyor.

Ancak yazarın Fransa’ya gitmeden önce de konuyu iyi bildiği gözden kaçmıyor. Çünkü kitabın çeşitli yerlerinde bulunan dipnotlarda pek çok şey işlenmiş.Mesela bir dipnot da “Pek çok zamandan beri Mıknatısıyeti hayvaniyye,manyetizm,anemiyalizm malum idi.Lakin bir çok efsane  ile karışmış olduğundan….” gibi ibareler var.

Yazar kitabına son verirken de yine padişaha teşekkürlerini bildirip,kitabın özellikle bilimsel özellikli kişiler tarafından önemle incelenmesini rica ediyor.

Ne kadar gariptir ki 19.Asır sonlarında atalarımız birçok bilimsel kongrede boy gösterip ülkemizi temsil ederlerken günümüzde özellikle parapsikoloji konusunda ülkemizi temsil eden bir tane bilim adamımız dahi yok.

Sizlere sunduğumuz şu belgenin sözde bilim adamlarımıza (?) bir şeyler öğretmesini diliyorum.

 Gufran Erkılıç

Bir cevap yazın

error: Content is protected !!