Maalesef uzun bir zamandan beri ülkemizde astroloji eğitimi çok yanlış verilmektedir. Bunun nedeni ise yerli astrologlarımızın tabii ki yetersizliği veya bilgisizliği değildir. Tam tersine Türk astrologları dünyanın hemen birçok ülkesindeki astrologlarla başa çıkabilecek bilgi düzeyindedirler. Peki! O zaman bu yanlışlık nereden gelmektedir?
1) Gayet basit. Sistem hatasından. Hemen birçok eğitmen astrolojideki evler bahsini öyle bir abartır ki, astroloji öğrencisinin kafası iyice karışır. Kafa karışıklığı başta başta kullanılan ev sistemi karmaşasından gelir. Halen Dünyada çeşitli ülkelerde kullanılan 8 önemli ev sisteminin hangisinin doğru olduğunu sorgular. Aldığı cevap ise kesindir. Tabii ki eğitmeninin seçtiği sistem. İleride ayrı ayrı ev sistemlerine aşina oldukça haritasındaki evlere göre planet dağılımlarının farklı farklı olduğunu görür. Kafa karışıklığı artar. Örneğin sistemin birinde kendi Venüs’ü ikinci, diğer sistemde ise üçüncü eve girmektedir. Bu da onda haklı olarak bir soru işareti yaratır. Hadi burayı da geçelim. Eğitmen öğrencisine öyle bir katı “Ev” anlayışı getirir ve her şeyi öyle bir evlere bağlar ki. Sanki astroloji tamamen evler üzerine kuruludur ve evler olmadan yorum bile yapılmaz. Ne kadar yanlış!
Klasik astrolojide kıyametleri kopararak anlatılan bu evler kavramı oysa bazı modern astrologlarca hiç kale alınmaz. Alınsa bile buna bir ağırlık verilmez. Örneğin “Ortak Noktalar” astrolojisi ile çalışan modern astrologlar görünüşte bir ev sistemi kullanırlar ama Dünyanın pek çok yerinde evlere hiç önem vermeyen astroloji ekolleri de vardır.
Örneğin: Modern astrolojinin zirve noktası sayılan “Uranyen Astroloji” de “Meridian Ev Sistemi” kullanılır ama evler burada hiç de önemli değildir. Çeşitli eğitmenlerin “bu illa ev de ev” tutkusu o kadar aşırıdır ki, zavallı öğrenci artık her yorumda bu evlere muhtaçtır. Bunu doğru bilir ve yorum esnasında hemen “yedinci evin yöneticisi ikinci evde” diye yoruma girişir. O evin yorumunu yaptığı kişinin yedinci evinin kesin olarak yedinci ev olduğunu düşündüğünden yorumda yanılır. Yani yedinci ev diye yorumladığı zaten esas yedinci ev de olmadığı için onun yöneticisini alıp bir de ikinci evde gibi ele almak onu iyice yanıltır. Ne yapsın ki? Eğitmenlerinden öyle görmüştür.
Peki, hemen burada akla şu gelir: Yani öğretmeni ona yedinci evin yöneticisi ikinci evde bilgisini yanlış mı öğretmiştir. Bilgiler yanlış mıdır? Tabii ki değil. Bilgiler tamamen doğrudur. Öğretmenler bu bilgileri son derece sağlıklı bir şekilde öğretmektedirler. Ama öğrenci öğrenirken, öğretmeni eğitim esnasında hep doğum saati milimi milimine belli olan yabancı horoskopları üzerinden öğrettiği için bilgiler yerine oturur. Oysa doğum saati hatalı olan kişinin horoskopuna bakıldığı zaman bu bilgiler kişiye eksik, hatta yanlış yorumlar yaptırır. Yani uzun sözün kısasa: Evler oldukça su götürür bir kavramdır ve tüm yorumları evlere bağlayarak yorum öğretmek çok yanlıştır. İlkönce planetlerin burçlardaki konumları, daha sonra açıları en son olarak evler dikkate alınmalıdır.
2) Ülkemizdeki çeşitli astroloji eğitimlerinde horoskopun ne hesaplanması ne de çizimine yer verilmemektedir. Bu hata derhal telafi edilmelidir, çünkü Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi horoskopunu veya bir başkasının horoskopunu hesaplayıp çizemeyen bir üst seviye eğitimine geçemez. “Zaten bilgisayar yapıyor. Ne gereği var ki?” diye bir mazeret kabul edilebilir gibi değildir. Kimse öğrenciye bilgisayar programı öğrenme ve kullanma demez ama o bunu gerçek bir astrolog namzedi olarak bilmek yükümlülüğüdür.
3) Bir diğer konu beklide horoskopta en önemli kavram olan “Açılardır”. Nedense eğitimlerde bu konuda elden geldiğince kısa kesiler ve savsaklanır. Kısa kesip üzerinde fazla durmamanın da öğretmence mantığı şöyledir: “Planetlerin içerdiklerini, oluşturdukları, açıların da ne olduğunu öğrendin. Şimdi bunları harmanla”. Bu mantıkla hareket edilir ve öğrenciye açılar hakkında hemen hiçbir tekst verilmez. Piyasadakilerle idare etmek zorunda bırakılır. Yine ülkemizdeki eğitimin önemli yanlışlarından biri de budur. Sanki o her şey budur denen ev bilgisi açılardan daha önemliymiş gibi…
4) Yine açılardan ayrı “Şekil yapan Acılar” konusu da teğet geçilir. Bunlara kısaca değinilir ve nedense pratik yaptırılmaz. Çünkü öğrenci yalnızca öğretmeninin seçtiği horoskoplar üzerinde çalışmaya ve yorum yapmaya zorlanır. Örneğin tüm eğitmenler bir “ Mistik Dörtgen” şeklinin ne anlama geldiğini şöyle bir geçerler ama bu çeşit şekillerin pratiği de yapılmaz.
5) İşin pratik tarafına gelince: Nedense öğrencilerin horoskopları yorumlarda bir türlü yer almaz. Hep öğretmenin seçtikleri gündemde olduğundan öğrencilerin en azından birbirlerini horoskoplarının yorumlanmasına izin verilmez. Hep öğretmenin seçtiği yapılacaktır. Neden mi? Çünkü öğretmenin seçtiği üzerinde defalarca yorum yapılmış, kesin doğum saatine sahip bir ünlünün horoskopudur ve yorumu diğer karmaşık horoskoplara göre de daha basittir. Oysa öğrenciler birbirlerinin horoskoplarını yorumlarlarsa, o zaman öğretmene çok daha fazla iş düşecektir. Bu da öğretmenin hiç işine gelmez.
6) Pratik yoksunluğu: Bu da başlı başına içler acısı bir haldir Türkiye’miz de. Birçok öğrenci uzun zaman harcamış, bilgi açısından da bayağı ileri bir yere gelmiştir ama bir bakarsınız ki, iki kelimeyi birleştirip yorum yapamıyor. Yapsa da kitabi konuşuyor. Öğrendiği klasik ama yorumda günümüzde hiçbir önem taşımayan klişe bilgilere yer veriyor. Örneğin temel asaletler vb. gibi. Bunlar sadece bilinmesi gereken astrolojik bilgilerdir ama maalesef pratikte hiçbir işe yaramaz. Şu unutulmamalıdır ki karışınızdaki kişi sizden yorum bekler. Bu kişi sizden duyacağı ve kendi anlamadığı astroloji bilgileri dinlemek istemez. O “ Cimrinin birisin”, “ Oldukça yalancısın”, “ Çocuk konusunda çok titizsin”, “Ateşli hastalıklardan fazla etkilenmeyin güçlü bir bünyen ver”, “Homoseksüel eğilimlerin olabilir” vb. gibi somut kavramlar duymak ister. Kitabi bilgi maalesef bunların çoğuna yeterli cevap getiremez ve tatminkâr olamaz kişi yorumunda. Bu bakamdan öğrencilere gerekli bilgiler verildikten sonra bol bol yorum yaptırılması ve buradaki eksikliklerin düzeltilmesi gerekir.
Daha anlatılacak çok şey var. Ama kanımca şimdilik en önemlileri bunlar olsa gerek.
Haaa! Birde anlaşılamayan bir tarif var. Son zamanlarda yeni bir tabir duyulmakta. “ Ben “Neo-Klasik” astroloğum. Böyle bir şey olmaz. Klasik astrologsan klasik astroloji ile uğraşır, bunun eğitimini verirsin. Kimse de eleştiremez, söz söyleyemez. “Burada klasik astroloji eğitimi verilir arkadaş” dediğinde isteyen gelir, isteyen gelmez. Gelen de zaten o öğretmenin öğreteceklerini peşinen kabul etmiş demektir. Tam tersine “ ben modern astroloğum” deyip eğitiminde temel asaletler anlatıyorsan o da olmadı. Çünkü o ve benzeri konular modern astrolojide yer almaz. Uzun sözün kısası hem klasiği hem de modern astrolojiyi iç içe öğretiyor ve buna da “Neo-Klasik astrolog”namını yakıştırıyorsan bu hiçte etik ve gerçekçi bir eğitim türü olamaz. İşte eğitim ve eğitmen yanlışlarıyla ilgili ışık tutmaya çalıştığımız YANLIŞLIKLAR….
Gufran Erkılıç