Arkadaşlar!
Bakıyorum bugünlerde astroloji platformu yine renklenmeye başladı. Güzeeel!!! Ama güzel olan ne? Astrolojinin artık hep beklediğimiz gibi çok ilgi çekmesi mi? Yoksa ayağa düşmesi mi? Birincisi güzel tabii. Ama ikincisine değinmekte yarar var.

Yıllar önce değerli astrolog Metin Kiraz arkadaşımla sohbet ederken çok güzel bir tasnif yapmıştı astrologlar hakkında. Doğrusu hiç unutamam. Astrologları akademisyenler, pratisyenler ve medyatikler olarak üç gruba ayırmıştı. Vallahi çok doğru! Aynen katılıyorum. Biraz açmakta fayda var. İsteyen paylaşır, isteyen aksini söyler. O tabii herkesin görüş açısına göre değişir.

Akademisyen astrologlar: Bu sınıftakiler iyi bir astroloji eğitimi almış, muhtemelen yüksek okul mezunu, oldukça varlıklı, çeşitli yabancı dilleri iyi bilen kimselerdir. Maddiyatı ihtiyaçları yoktur. Bu işi sırf zevk için yaparlar. Ağırlıkları daha ziyade eğitim vermektir. Öğrencileri de kendileri gibidir. Bu grubun pozitif yönü: İyi bir astroloji eğitim, negatif yönleri ise herkes tarafından anlaşılan halk tipi yorumlar yapamamaktır.

Pratisyen astrologlar: Bu sınıftakiler ise akademik bilgilerini pek açığa çıkartmayan, daha ziyade herkesin anlayacağı dilden yorumlar yapan halk tipi astrologlardır. Pozitif tarafları: Kesin ve tutarlı astroloji yorumlar yapmaları, fazla insan seçmemeleri ve kendi kabuklarına çekilmiş olarak “bilen zaten bana gelir” şeklinde düşünen kimselerdir. Negatif tarafları ise maddi yönden tuzları kuru olmadığı için sayfalar dolusu akademik yazılara ayıracak zamanlarının olmamasıdır.

Medyatik astrologlar: Bu sınıf şu anki astrolog görünümünün en korkutucu tipleridir. Bu kişiler astrolojiyi sağdan soldan yetersizce öğrenmiş, ama basın organlarında edindikleri sözde astrolog kariyerleri sayesinde astrolog geçinen kimselerdir. Pozitif tarafları yoktur. Nedenine gelince: Şu anki gökyüzü konumlarına çok alakasız yorumlar yapıp bu konumları kişiselleştirirler. Olabilirlik anlayışından yoksundurlar. Yani onlar için yaptıkları yorum kesindir. Örneğin yengeç burcuna günlük yorum yazan bir medyatik astrolog gökyüzündeki Ay-Mars karesi için yengeç burcundaki veya koç burcundaki kimselere sert açıdan dolayı bir şeyler yakıştırır. Ancak tabii ki bu tutmaz. Çünkü bunu okuyan tüm yengeç ve koçların natal haritalarında o açının getireceği zorlukları içeren Ay-Mars açıları yoktur.

Eee! Bu son gruptaki astrologların(!) pozitif taraflarının olmadığını söyledikten sonra artık sanırım yazacak bir şey de kalmadı. Bu yazıyı okuduktan sonra astrolog arkadaşlarım herhalde bu üç sınıf içindeki yerlerini belirlemişlerdir bile. Ben zaten “Pratik astrologlar” sınıfındaki yerimi senelerdir işgal ediyorum.

Haaaa! Aklıma gelen son bir şey var. O da Türk astrolojisinden bahsederken eskilerden bazı önemli isimleri hatırlamamızın gerektiği. Lütfen Metin Kiraz, Ozan Güner, Ayda Ersan, Faik Aksu, Nezihe Rona, Deanna Erkut, Gülten Suveren, Değer Çelik, Oğuzhan Ceyhan ve Devrim Yılmazer gibi isimleri de unutmayalım.