Dünyamızın tek uydusu olan Ay 3.800 km uzunluğunda yarıçapı olan bir kütledir. Dünyaya uzaklığı ise 384.000 km olarak bilinir. Ay’ımız Dünya çevresindeki turunu 27 gün 8 saatlik bir süreçte tamamlar. Dünya ekseni etrafındaki dönüşüyle, dünya etrafındaki dönüşü de eşittir. Konumuz burada Ay’ın astronomideki verilerini anlatmak olmadığından bizi ilgilendiren astrolojik önemine bakalım.
Ay antik çağlarda olduğu gibi günümüz astrolojisinde de önemli bir yer tutar. Ay’ın planetlerle ve burçlarla olan ilişkisine göre çeşitli yorumlar yapılır.
Doğum olayları, cinayetler, hastalıklar, karakter değişimleri, seyahatler, Anne ve dişilerle olan ilişkiler gibi pek çok konu Ay’ın özelliklerine bağlıdır.
İşin en ilginç yönü, modern bilimin de Dünya yüzündeki bir çok olaya Ay’ın neden olduğunu araştırıp, kabul etmesidir. Bu tamamen bilimsel olarak ispatlanmıştır. Şimdi irdelenmiş ve kanıtlanmış bu verileri görelim :
Ay ve İstiridyeler: Amerikalı bilgin Brow’ın yaptığı deneye değin gel-git’lere ,yani Met ve Cezir hareketlerine Ay’ın neden olduğu varsayımı münakaşalıydı. Evanston’da mühürlenip kıyıdan 1.500 km denizin açığına taşınan İstiridyeler, Ay’ın evreleriyle bağıntılı olarak açılıp kapanmalarını sürdürdüler.
Ay ve Delilikler: Adli raporlardan anlaşıldığı kadarıyla Dolunay ve yeni Ay ve sırasıyla Güneş-Ay karşıtlığı ve kavuşumun etkisiyle saldırganlıklar artar. İnsanlar çılgın gibi olurlar. Yengeç burcunda olanlar veya yükselen burcu Yengeç olanlar Dolunay’dan fazlasıyla etkilenirler. Ay’ı doruk noktasında olanlarda (Verteks) veya doğum anında Ay ufukta yükseldiğinde doğanlar bu etkilerden nasiplerini alırlar. Ay en çok dişileri etkiler. Ayın burçlar kuşağını tamamlamasıyla kadınların Regl dönemleri arasındaki süreç aynıdır.
Ay ve Doğumlar: Ay’ın belirgin etki alanlarından biri de doğumlar ve doğurganlıktır. Doğum anında Ay erkeksi bir burçta ise çocuk erkek, kadınsı bir burçta ise kız olarak doğar. Bu da bilim çevrelerince kanıtlanmış bir gerçektir. Ay evrelerinin ritmine merak sarmış, Çekoslovak psikiyatrı Dr.E.Jones doğum kontrolüne ilişkin kız veya erkek çocuk isteyen genç çiftler için oldukça ilginç bir yöntem buldu. Bu yönteme göre: Ana rahmine düşme anındaki gökte bulunan Ay’ın konumuna ve burçlar kuşağındaki burçların erkek (Koç, İkizler, Aslan, Terazi, Yay, Kova) ve dişi (Boğa, Yengeç, Başak, Akrep, Oğlak, Balık ) olması esastır. Jonas’ın gözlemlerine göre Ay’ın erkek bir burçta bulunduğu sırada gerçekleştirilen cinsel birleşmeler sonucu döllenme olduysa çocuk erkek,aksi halde kız oluyordu. Dünyaca ünlü ve Nobel ödüllü bir biyolog ve antropolog Olan Lyall Watson’da bu kuramı doğrulamaktadır. Bratislava’daki bir klinikte erkek çocuk isteyen 8.000 kadın için hesaplar yaptı ve bunlardan % de 95’i istediğine kavuştu. Kendisine sadece cinsel ilişkinin zamanını bildiren kadın – doğum uzmanlarından bir kurul tarafından sınanan Jones, doğacak çocukların cinsiyetini % de 98 doğru bildi.
Klasik astrolojide Aya büyük önem verilir. Anlattığımız pek çok konu üzerinde etken olduğu bilinmektedir. Ay’a o kadar çok değer verilir ki, klasik astrologlar Ay hangi burçta iken ne yapılmalı, ne yapılmamalı gibi kesin tasnifler dahi getirmişlerdir. Bir diğer konu da Ay’ın bitkiler ve hasat üzerindeki etkisidir. Örneğin astrolojinin adını bile duymamış olan pek çok köylü hasat veya dikim işlerine Eski Ay zamanında girişmezler ve daima verimli bir dönem olan Yeni Ay’ı beklerler. Aynı şekilde hayvancılıkla uğraşanlar da, halk arasında Ay Eskisi adı verilen dönemde yapılan kesimlerin verimsizliğinden uzun uzun bahsetmektedirler.
Gufran Erkılıç