Gizli bilimlerin üzerinde en çok çalıştığı konulardan biri de, “Batık Kıtalar” dır. Dünyanın hemen her yerinde, muhtelif kıtaların, bir zamanlar varolduğu, tüm detaylarıyla anlatılır. Ancak birçoğunun yeri günümüzde bilinmektedir. Şüphesiz bazıları uydurma olabilir. Ne var ki günümüzde yapılan jeolojik ve arkeolojik araştırmalar, bazı batık kıtaların gerçek olduğunu gözler önüne sermektedir. Araştırmacıların anlattıkların göre, bu kıtalar hakkında bir sürü yazılı belge de bulunmaktadır. Bu belgelerin büyük bir çoğunluğu ne yazık ki halka açık değildir. Bu tür belgeler, başta Tibet’teki tapınaklar olmak üzere, çeşitli ülkelerde, yüksek düzeydeki rahiplerin elindedir.
Tabii papazlık arşivini de buna katabiliriz. Batık kıtalar denince akla ilk gelen mucizeler ülkesi “Atlantis” olur. Bunu da hemen “Mu” kıtası izler… “Atlantis” ve “Mu”, batık kıtaların en popülerleridir. Haklarında binlerce kitap yazılan bu kıtaları “Godwana” ve “Hipeborya” gibi, diğerleri izler. Bazı araştırmacılar, “Mu” ve “Atlantis” kıtaları arasında, yakın ilişkiler bulunduğunu yazmaktadır. Bazı araştırmacılara göre ise bu iki kıta dehşetli bir savaşa girişmiş, sonuçta birbirlerini yok etmişlerdir. Tabi yine araştırmacılara göre, bu kıtalar günümüz medeniyetinden çok daha ileriydiler. Bugün bilinmeyen birçok teknik konu, o zamanlar kullanılıyordu. Atlantislilerle Mu’da yaşayanların aynı kökenden, uzaydan geldiklerine bile inanılır. Bu konuyu ilerde sizlere daha detaylı anlatacağız. Ancak şu kadarını söyleyelim, uzmanlara göre, bugün gizli bilimler adıyla incelediğimiz olayların büyük bir bölümü, bu batık kıtalardan miras kalmıştır.
Gufran Erkılıç