SPİRİTÜALİZM’İN FANTASTİK GERÇEKLİK ve BİLİM – KURGUDAKİ YERİ

Son yıllarda tüm Dünyayı etkileyen Fantastik Gerçekçilik akımı artık ülkemizde de gittikçe yerleşen bir zeminde başlamış bulunuyor. Her zaman olduğu gibi gerçek ki,her türlü bilimsel ve ruhsal değerlere kapısı kurulduğundan bu yana açık olan Spritüalist kültürün her ciddi araştırmacısının da kendi görüş açısından bu akımların izlerini değerlendirmesi gerekir. Böyle bir incelemeye girişmedin önce sanırım Fantastik Gerçekçiliğin ve bilim Kurgunun üzerinde biraz durmak gerekir. Bilindiği gibi Fantastik Gerçekçilik dünyanın tarihinin araştırılması, geçmiş zamanlarda olmuş olayların incelenmesini gerektirir. Bu sayede bizler yaşayan sembollerin,kulaktan kulağa anlatılan çeşitli bilgiler ve yorumların orjin noktasına kadar inebiliriz. Demek ki, fantastik gerçekçiliği eski bilgilerin ve olayların bilimselliğin ışığında yeniden değerlendiren yepyeni dinamik ve değişik bir yorum ekolüdür şeklinde tarif edebiliriz. Bu ekolün taraftarları her türlü bilinmeyen,geçmiş veya geçmişte oluşmuş binlerce olayı saplantılı bazı fikirlere saplanmadan yeni bir görüş ve olasılık çerçevesi içinde ele alırlar.

Bilim kurgu’ya gelince; Her ne kadar ateşli bilim kurgu taraftarları bu akımı sadece yüzyılımızın ve ileriki yüzyılların edebi bir yazım türü görüyorlarsa da bu oldukça yanlış bir düşüncedir. Hakiki bilim kurgucular bu yazın türünü mesaj veren veya belirli bir mesaja dayanmadan okuyucuyu sürükleyen bilim kurgu diye ikiye ayırıyorlar. Oysa ki bugünün modern dünyasında bilimsel tezlerle beslenmeyen ve içinde en ufak bir mantık kırıntısı dahi bulunmayan ikinci türde olan bu yapıtlar bilim kurgu özelliğini taşımamaktadırlar. Amiyane bir tabirle bunlara modern masallar da diyebiliriz. Oysa gerçek bilim kurgu asla modern bir masal türü değildir. Geçmiş veya gelecek hakkında sezilmiş,keşfedilmiş şeyleri ve olayları bugünkü bilimsel çerçevelerin kalıplarında değerlendirilen bir akımdır. Demek ki,böylece ilerinin bağımsız bir yazın türü değil,fantastik gerçekçiliğin ışığı altında toparlanıp incelenmesi gereken olayların edebiyata yansımasıdır. Dolayısıyla bizce bilim kurgu edebiyat kişiliğini de elden bırakmaksızın çeşitli olayları yazmalı,fantastik gerçekçiliğin temel noktalarını esin kaynağı olarak ele alıp edebi biçimde yazmalıdır.

Gördüğümüz gibi fantastik gerçekçilik ile bilim kurgu arasında çok girift bir bağ vardır. Ortak noktaya gelince de karşımıza şu benzerlik çıkar. Mesaj verme durumu. Mesaj nasıl verilebilir ? Hiç şüphesiz ki hiçbir bilimsel değeri olmayan,sadece realite olduğu bir an için sayılmış ve güzel söylenmiş sözcükler zinciri halinde verilenler gerçek mesajlar olamaz. Mesajların bilimselliği söz konusu olunca ortaya bazı zorluklar çıkar. Bunları şöyle bir kısaca görmek istersek çeşitli bilim dallarından bahsetmemiz gerekir. Bilim dallarının hemen tamı fantastik gerçekçiler ve bilim kurgucular için çok önemlidir. Mesela,yarının dünyası uzay dünyasıdır dersek önümüze derhal bir astronomi çıkar. Ancak sorun burada yalnızca astronomi bilgisiyle de çözümlenemez. Çünkü direkt olarak bu bilim dalıyla ilintili sayıp tükenmeyecek kadar çok yan dallar vardır. Dolayısıyla bu akımlarla ilgilenen kimsenin bu çeşitli kombinasyonlarından biraz da olsa anlaması icap eder. Burada nihayet  önemli bir yer alacak olan Spiritüalizm ortaya çıkar. Hiç şüphesiz spiritüalistler bu konuları en iyi sezebilen ve ruhçuluk alanı içinde en iyi açıklayabilin kişilerdir. Ortaya çıktığından bu yana fantastik gerçekçilik hiçbir zaman spritüel bilgilere ters düşün bir gelişme göstermemiş,tam tersine içeriğinde taşıdığı spritüel gerçeklerle dikkat çekmiştir. Dünyalarda hayat,dünyanın bilinmeyen geçmişi tam olarak açıklanamayan konulardır. Kutsal kitaplardaki sembolizm ve daha bir çoklarının izahları spiritüalizm’de en güzel biçimde açıklanır. Ancak bu izahlar madde ilmine ters düşer gibi gözüktüğünden gereği kadar taraftar bulamamış olabilir. Ancak bunun senelerce süreceğini ve materyalizmin de bir gün çökmeyeceğini kimse söyleyemez.  Bahsettiğimiz yeni akımlarda ortaya bazı yetenekler çıkmıştır. Birçok yapıtta parapsişik diye bahsedilen kavramlar büyük güç kazanmış ve bu temalar işlenmeğe başlanmış durumdadır.

Bütün bu konular spiritüalizm dışında tutulamazlar. Binlerce senedir yaşanmış ve yaşanmakta olan olayların bugün yeni,yeni gelişen bazı akımlar içinde yeni baştan ele alınışları ilginçtir. Bu akımların taraftarları gittikçe kalabalıklaşan gruplar meydana getirirken ruhçular bütün bu olayları memnuniyetle karşılamakta ve insan neslinin evrimi için gerekli olduğuna canı gönülden inanmaktadırlar. Spiritüel bir yorum getirmek gerekiyorsa şöyle söylenebilir : Adem neslinin insanı 26.000 yıllık kendi siklusunun sonlarına yaklaşmıştır. Binlerce senedir Arz denilen planette devam etmekte olan eğitimin sonucunun alınacağı günler yaklaşmıştır. İçinde bulunduğumuz devre artık bitirme sınavlarının yaklaştığını ifade etmekte ve vicdan realitesi içinde kendinden beklenileni vermeğe hazırlanmaktadır. Sırat köprüsüne gelinecek, tam bir eleme sınavı başlayacaktır. Kopyacılığın, düzenbazlığın geçerli olamayacağı bu sınavda kozlar paylaşılacak, her koyun kendi bacağından asılacaktır. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak esas konuya dönecek olursak, Spiritüalizm’in yeni gelişen bu akımlardaki manevi değerini görmemiz ruhçuluk açısından büyük önem taşımaktadır. Hiç şüphesiz ki,her konuda olduğu gibi bu akımlarda da inkar edilemez,ciddi ve güçlü bir değeri vardır SPİRİTÜALİZM’İN.

Gufran Erkılıç

Bir cevap yazın

error: Content is protected !!