ASTROLOJİ VE KARMA

Birçok doğaüstü bilimci, evreni bir tek varlığın, bir kök nedenin tezahürü olarak görür. Çeşitli tezahürler yani hayvan, bitki ve mineralleri Bir’liğin tezahürü, hayatın kıvılcımı, farklı titreşim seviyelerin değişik frekansları olarak kabul ederler. Örneğin su gibi. Su buz veya sıvı ve de buhar olabilir. Hayatın tezahürü birçok değişik şekilde titreşim yayabilir. Her Bir’lik ilahi prosesin bir parçasıdır. Daha yüksek farkında olma seviyesine ulaşmak ise kadere katlanmayı gerektirir. Kader iki doğal kanun ile iç içedir.

1. kanun: Devre (Dönem) kanunu (Law of cycles) Gezegenlerin yörünge hareketlerinin ve mevsimlerin akışını kesin olarak algılarız. Güneşin doğuşu ve batışı ile bu devreleri yaşarız. Tarih boyunca insanlar, hayatlarını doğanın devreleri üzerine kurmuşlardır. Bu periyodiklik kanunu ruha bağlandığında yeniden doğuş (re-enkarnasyon) olarak adlandırılır. Cinsiyet, milliyet, çevre değişse bile BEN sonsuzdur.

2. kanun: Karma kanunu (Law of Karma) Karma sözcüğü basitçe “eylem” veya “amel” demektir. Doğaüstü bilimciler Karma Kanununu etki – tepki kanununa benzetirler. 0 “Her eylem kendine eşit ve karşıt bir tepki oluşturur.” Kişinin düşündüğü, hissettiği, söylediği ve yaptığı şeyler, düşünülen, hissedilen, söylenen ve yapılan şeylerle ilgili olarak bir etki üretir ve aynen kişiye geri döndürür. Yani ne düşünür, hisseder, söyler ve yaparsak bu bize geri döner. Karmik geri dönüş aynı kalitede ve ilahi emrin yansıması olarak aksi yöndedir. Doğa ise sürekli olarak aradaki dengeyi korumaya çalışır. Karma, kişisel düşünce, his, söz ve eylemlerin döngüsel gelişiminden oluşur. Kişilerin birlikte olduğu (uluslar, kabileler, cemaatler, aileler, klüpler vs) aynı şekilde karma grupları oluşturur. Örneğin, bir ülkedeki finansman kaosu, geçmişte oluşan eylemlerin (mesela savaş) kalitesine eşit ve ters yöndedir.

Karma, birçok kişi tarafından yanlış bir kabul ile negatif, yıkıcı ve cezalandırıcı olarak düşünülür. Oysa tamamen farklıdır, şahsi değil tamamlayıcıdır. Ezoterik kanunlara göre evrende değeri olan hiçbir şey yoktur, yalnızca kişinin kendisi, kurduğu ilişkiler ve eylemleri ile değer yaratabilir. Karma yıkıcı olsaydı, eşdeğer ve ters yöndeki tepki yasasıyla kendini yok ederdi. Karma, sadece sebep ve sonuçtur. Eğer bir pencereye bir taş atar ve bir delik açarsanız, bir sebep (taş atmak) ve bir sonuç (camın kırılması) elde edersiniz. Mevcut olan her sonuç belli bir sebebe dayanır. Eğer hayatınız, mali durumunuz, ilişkileriniz, sağlığınız, vs. de memnun değilseniz, bu durumun sebeplerinin olduğunu kabul etmeniz gerekir. Bu sebepler geçmiş hayatlarınıza dayanabilir. Bilinçaltı bu sebeplerin hepsini hatırlar, çünkü mükemmel bir bankadır. Bilinçaltı ölümden sonra da hayatta kalır, dolayısıyla yeni bir hayat sadece bir bedeni diğeri ile değiştirmekten ibarettir. Bu ve bütün geçmiş hayatlarınızda yapmış veya yapmamış olduğunuz her şey, gelecek hayatlarınızda olduğu kadar bu hayatınızda da belirli sonuçlar yaratacaktır.

Karma kanunları son derece adildir ve ruh da her zaman özgür iradeye sahiptir. Karma aldığınız sonuçlara ve gitmeyi seçtiğiniz yollara bağlı olarak mutluluk veya üzüntü getirebilir. Karmanın amacı ödüllendirme veya cezalandırma değildir. Amacı bilinçaltını eğitmek onu saflaştırmaktır. Karma çemberi, daha önceki hayatlarda edindiğimiz tüm negatifliği veya pozitifliği dengelemek üzere yaşadığımız hayatlar dizisidir. Bilinçaltı saflaştığında, “karmik çembere” ihtiyaç kalmaz. Karma çemberinin bilânçosu sıfırdır. Edindiğimiz pozitif sebepler negatif sebepleri sildiğinde ve gereken dersleri öğrendiğimizde, karma çemberimizi tamamlarız. Böylece öğrenmek için yeniden doğmamız gerekmez. Bununla beraber, hayatlarımızdaki belirli sınavlara negatif biçimde (nefret, öç isteği, kıskançlık, alınganlık vb. ile) tepki verirsek, derslerimizi öğrenmemişiz demektir.

Bu durumda bu sınavı, bu veya bir başka hayatta tekrar vermemiz gerekecektir. Karmanın temel kanunu etki ve tepki ve sebep ve sonuç olduğuna göre başkalarına zararlı olabilecek herhangi bir eylem, verilen zarara uygun oranda bize geri dönecektir. İnsanlar karmaları sebebiyle herhangi bir şeyi yapamadıklarını mazeret olarak öne sürerler. Oysa Karma ne ödüllendirir ne de cezalandırır. Hiç bir şey de şans eseri oluşmaz. Karma, fiil anlamına gelen Sanskritçe bir kelimedir. Kader, karma için eşanlamlı sözcük olabilir. Herhangi bir hayatta ve daha sonraki yeniden doğuşlarda gelişecek olan kişiliğin tohumlarını biz ekeriz. Yani karma yeniden doğuş ile birlikte düşünülmelidir.

Alıntıdır

Bir cevap yazın

error: Content is protected !!